banner392

Türkiye bugün 104 Emekli Amiralin bildirisi ile uyandı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı derhal ‘104 amiralden Montrö bildirisi’ başlığı altında yayınlanan bildiriyle ilgili soruşturma başlattı.

Türkiye bugün 104 Emekli Amiralin bildirisi ile uyandı

Türkiye'de 103 emekli amiral, TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un "Bir Cumhurbaşkanı Montrö'yü feshedebilir mi?" sorusuna "Teknik olarak evet" yanıtını vermesi ve Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı'nın gittiği bir tarikat evinde sarık ve cüppe ile fotoğraflarının ortaya çıkması üzerine başlayan Montrö Sözleşmesi tartışmalarıyla ilgili bir bildiri yayımladı. Hükümet temsilcileri ve Milli Savunma Bakanlığı'ndan (MSB) yapılan açıklamalarda bildiriye tepki gösterildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bildiri hakkında soşturma başlattığını duyurdu.

VeryansinTV.com adresinde yayımlanan açıklama metninde Montrö Sözleşmesi'ne ilişkin şu ifadeler var:

"Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye'ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir.

Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz."

Açıklamada Tuğamiral Sarı'nın görüntülerine dair de şöyle deniyor:

“Son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur.

"TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK'nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir."

MSB: TSK, hiçbir sorumluluğu olmayan kişilerin şahsi emellerine araç yapılamaz

MSB tarafından yapılan açıklamada, bildirinin "demokrasiye zarar vermekten ve askeri personelinin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekten başka bir işe yaramayacağı" vurgulandı.

Hükümetten tepki: 'Haddinizi bilin' Bildiriye hükümetten ardı ardına tepki mesajları geldi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, bildiriye Twitter hesabından şu sözlerle tepki gösterdi:

NUMAN KURTULMUŞ

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş da Twitter hesabından paylaştığı mesajlarda "Eski Türkiye sevdalısı, vesayetçi, kendisini milli iradenin üstünde gören zihniyetin bazı temsilcileri yayınladıkları sözde bildiri ile siyasete akıl, millete ayar vermeye çalışıyorlar. O devirler geride kaldı! Haddinizi bilin! İçinize sinmese de şunu çok iyi anlayın ki; bu millet, vatanı da, mavi vatanı da, demokrasiyi de, milli iradeyi de bedelini ödeyerek korumuştur ve koruyacaktır" dedi.

İÇ İŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU

Büyük Türk milleti üniformaya aşıktır. Üniformayı taşımak şereftir. O şerefi emekli olduktan sonra taşımak daha büyük şereftir. Demokrasiye, devlete ve millete sadakatle bağlı, rütbesini üniformasını siyaset malzemesi yapmayanları daima şükranla yad ederiz...

MUSTAFA ŞENTOP

TBMM Başkanı Mustafa Şentop da bildiriyi "darbe çağrışımlı" olarak tanımlayıp, "Kahraman milletimiz 15 Temmuz'da sadece FETÖ'cü darbecileri değil, aynı kaynaktan beslendiğini bildiğimiz bütün darbe sevdalılarını da toprağa gömdü. Düşünce açıklama başka, darbe çağrışımlı bildiri hazırlamak başka. Yıllardır, içerde dışarda vatan ve millet düşmanlarıyla cephe cephe amansız bir mücadele sürerken ortalıkta gözükmeyen emekliler, kendi uydurdukları gündemlerle kaos simsarlığı üstlenmişler; belli" dedi.

Bahçeli: Emekli maaşları kesilmeli

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de bildiriye tepki gösterdi. Bahçeli, "Anti demokratik ve vesayetçi" olarak nitelendirdiği bildirinin partisi tarafından nefretle lanetlendiğini ve reddedildiğini söyledi.

Bildiride imzası bulunan amirallerin rütbelerinin sökülerek, emeklilik haklarının kaldırılması ve maaşlarının da kesilmesi gerektirdiğini söyleyen Bahçeli, "Bildirinin çok yönlü adli ve idari soruşturması yapılmalıdır" dedi.

Muhalefet ne dedi?

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, emekli amirallerin bildirisine tepki gösteren hükümet temsilcilerini eleştirdi. Twitter'da İletişim Başkanı Altun'a cevap veren Özkoç Tuğamiral Mehmet Sarı'nın fotoğrafını paylaşarak, "Siz önce kendi yarattığınız vesayetçilerle savaşın. O eleştirdiğiniz amiraller 15 Temmuz'un önünde de sonunda da dimdik durdular. Deniz Kuvvetlerini ağzına kadar FETÖ'cü dolduranlar, 15 Temmuz'un ertesinde Atatürk ilke ve devrimleriyle yetişmiş subaylar olmasa bugün koltuklarında oturamıyor olacaklardı. Şimdi çıkmışlar 5. kol faaliyeti filan. Hadi oradan... Vatansever eleştirileri tebrik ediyorum" dedi.

AYTUN ÇIRAY

İYİ Parti Milletvekili Aytun Çıray da bildiriye destek vererek, "Bir tabip teğmen olarak altına imzamı atıyorum" dedi.

AHMET DAVUTOĞLU

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise bildiriye tepki gösterdi. Gelecek Partisi'nin milli iradenin, hukuk devletinin ve demokrasinin yanında olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Bildiri ülkenin tarihsel hafızasını ve içinden geçtiği hassas süreci göz önüne almayan; kötü niyetli bir sorumsuzluk örnegidir" dedi.

MERAL AKŞENER AÇIKLAMASI

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, emekli 104 amiralin yayınladığı 'Montrö bildirisinin' ardından partisinin genel merkezinde açıklamalarda bulundu.

Bu tür gece yarısı emekli silahlı bürokrasinin yaptığı açıklamalar, muhtıraları hatırlatır. İktidar partisine bunun üzerinde tepinme fırsatı yaratmıştır.

Sabah bir uyandık, emekli amirallerin canı sıkılmış ve bir bildiri yayımlamış. Kişisel fikirlerimi söylüyorum; bu bir zevzekliktir. Bu zevzekliklerden Türkiye çok çekti.

Buradan emekli silahlı bürokratlara sesleniyorum. Herkes görevini işinin başında yapmalıydı.

Biz bu ülkede 104 tabletsiz çocuğun derdini konuşmak zorundayız. Biz bu ülkede tencere kaynatamayan 104 kadının derdini konuşmak zorundayız.

İYİ Parti bu tür yanlışlıkların sürdürülmesine müsaade etmeyecektir.

Montrö Sözleşmesi nasıl gündeme geldi?

Montrö Sözleşmesi tartışması, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden Cumhurbaşkanlığı kararıyla çıkılmasının ardından başladı. Kararın hukuki boyutu ve geçerliliği sorgulandı.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un "Bir Cumhurbaşkanı Montrö'yü de feshedebilir mi?" sorusuna "Teknik olarak evet" yanıtını vermesi, Montrö Sözleşmesi'ni bir daha gündeme getirdi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, 24 Mart Çarşamba günü Habertürk TV'de katıldığı bir programda İstanbul Sözleşmesi'nden Cumhurbaşkanlığı kararıyla çekilmenin mümkün olup olmadığıyla ilgili soruya "Teknik bir ifadeyle Meclis onaylama izni veriyor ama Cumhurbaşkanı onaylamayabilir veya onaylayabilir sonra geri çekebilir. Parlamento aşaması bir izin aşamasıdır sadece. Bu yeni değil, 1963'ten bu yana böyle oluyor bu. Bunun örnekleri var." yanıtını verdi.

Şentop, yanıtın ardından daha önce Cumhurbaşkanı kararıyla Türkiye'nin çekildiği bazı uluslararası anlaşmaları sıralayarak örnekleri olduğunu söyledi.

Bunun üzerine gazeteci Muharrem Sarıkaya, "Bir gün bir Cumhurbaşkanı gelip ben Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden çekildim derse veya Montrö'yü tanımıyorum feshettim derse…" diye sordu.

Şentop "Teknik olarak yapabilir" yanıtını verdi:

"Sadece bizim sistemde değil Almanya da Amerika da Fransa da bunu yapabilir. Ama mantıkta mümkün-muhtemel arasında bir fark vardır. Marmara Denizi'nden ayran yapmak mümkün müdür? Yeterli miktar yoğurt bulursanız, Marmara Denizi'ni de karıştırırsanız aklen mümkün olabilir. İhtimal ise gerçeklerden hareketle bir işin olabilirliği üzerine, bu muhtemel değildir."

Şentop'un bu sözlerine CHP ve İYİ Parti tepki göstermişti.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay "Cumhurbaşkanının bozacağı anlaşmalar Meclis onayına ihtiyaç duyulmayan anlaşmalardır. Almanya da Hitler'e böyle bir yetkiyi tam da 23 Mart'ta vermişti. Ülkenin başına ne belalar açtığı ortada. TBMM Başkanımızın yasama yetkisini tek adama altın tepside sunması beni incitiyor" dedi.

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünzile Yüksel de, Şentop'un sözlerine karşı "Montrö, Türkiye'nin boğazlardaki bağımsızlığıdır. Dünya'yı bıçak sırtında tutan bir anlaşma asla tek bir kişinin isteği ile kaldırılamaz" açıklaması yaptı.

Tartışmanın büyümesi ve birçok muhalif siyasetçi tarafından da dile getirilmesi üzerine Şentop, konuyla ilgili 29 Mart'ta bir açıklama daha yaparak "Ben herhangi bir anlaşma, sözleşme ismi zikretmedim. İsim telaffuz etmeksizin Anayasa'nın 90. maddesinde ve ilgili mevzuatımızda uluslararası antlaşmalarla ilgili iç hukuktaki düzenlemelerden bahsettim" dedi.

Erdoğan daha önce 'Montrö ne kazandırmıştır ne kaybettirmiştir, düşündünüz mü?' demişti

Montrö Sözleşmesi, Aralık 2019'da Kanal İstanbul'un Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun onaylandığının açıklanması üzerine bir kez daha gündeme gelmişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bir İstanbul boğazımız var. Siz Independenta olayını unutuyor musunuz? Hepsinden öte Montrö Anlaşması Türkiye'ye ne kazandırmıştır ne kaybettirmiştir? Bunu hiç düşündünüz mü?" açıklaması yapmıştı.

30 Aralık'ta da Kanal İstanbul projesine yönelik itirazları değerlendirirken Erdoğan "Montrö Sözleşmesi'nin siyasi tehdidine" dikkat çekmiş; sonrasında ise katıldığı bir televizyon programında konuyla ilgili soruya "Montrö'yü kafaya takmayın" yanıtını vermişti.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bu ifadeler üzerine "Kanal İstanbul, Montrö'yü baypasa dönüştürebilir ve sıkıntı yaratabilir. Kafada bu varsa, o zaman Çanakkale ile ilgili de bir müdahale gerektirir ki Allah korusun" yorumu yapmıştı.

Mehmet

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER