banner392

İşte Swoboda AKP işbirliği... 'Rüşvet', kuyruk acısı, diyet

AP Sosyalist Grup Başkanı Swoboda’nın CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun kapıdan döndürülmesinin nedenleri belli olmaya başladı. Olayın altında skandal bir kuyruk acısı çıktı.

İşte Swoboda AKP işbirliği... 'Rüşvet', kuyruk acısı, diyet

AP Sosyalist Grup Başkanı Swoboda’nın CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun kapıdan döndürülmesinin nedenleri belli olmaya başladı. Olayın altında skandal bir kuyruk acısı çıktı.

 

AP Sosyalist Grubu Başkanı Hannes Swoboda’nın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kapıdan döndürmesinin nedenleri belli olmaya başladı. Kılıçdaroğlu’nun Swoboda’nın eşinin yöneticisi olduğu şirketin rüşvet skandalı için Erdoğan hakkında gensoru verdiği belirlendi. Swoboda’nın 2010 yılında, CHP’nin tepkisi yüzünden epey sıkıntı yaşadığı da ortaya çıktı. Swoboda’nın, AKP’ye yakın gazetecilerle sıkı fıkı ilişkiler içinde olduğu da iddia edildi.

Dört gün önce Kılıçdaroğlu’nu Avrupa Parlementosu’ndaki (AP) makam odasının kapısından döndürerek çok zor bir duruma düşürmeye çalışan, ardından CHP’ye AKP gibi olmasını tavsiye eden Swoboda’nın akıl almaz küstahlığının nedenlerinden biri, Kılıçdaroğlu’nun verdiği bir gensoru önergesi.

1.8 MİLYAR DOLARLIK RÜŞVET OLAYI

ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde yürütülen soruşturmalarda, Alman şirketleri Daimler (Mercedes Benz) ve Siemens şirketlerinin dünyanın değişik ülkelerinde iş yapmak, mal satmak için rüşvet dağıttığını belirledi. Daimler’in Türkiye’deki şirketi olan Delta Pine Limited Şirketi’nin Tarım Orman Bakanlığı’nda 43 bin dolar rüşvet verdiği belgelendi. Siemens’in dünyada 4 bin 283 ayrı iş için 1.8 milyar dolarlık rüşvet dağıttığı bunların bir bölümünün de Türkiye’de dağıtıldığı saptandı.

Dav açılmasın diye Daimler, 180 milyon dolar, Delta Pine ABD Columbia Bölge Mahkemesi’nin kestiği ceza karşılığında 300 bin dolar, Siemens ise ABD’de 800 milyon, Almanya’da ise 395 milyon Euro ödemeyi kabul etti. Siemens ayrıca proje kredileriyle yapılan işler kendisine verilsin diye dağıttığı rüşvet nedeniyle Dünya Bankası’na da dünyada yolsuzluk ve rüşvetle mücadele için kullanılmak üzere 100 milyon dolar ödemeyi taahhüt etti.

"HÜKÜMET NASIL OLUYOR DA SESSİZ KALIYOR"

Siemens’in Türkiye’de rüşvet dağıtılan işler dışında Botaş, TCDD ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım A.Ş. başta olmak üzere altyapı ve telekom işlerinde büyük projeler aldığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, dönemin CHP grup başkan vekilleri Hakkı Süha Okay ve Kemal Anadol ile birlikte verdiği gensoru önergesinde, rüşvet olayının iddiaların ötesinde belgelendiğine dikkat çekti.

AKP Hükümeti’nin Türkiye’de de dağıtılan rüşvetlere ilişkin soruşturma başlatması gerekirken başlatmadığını ve kayıtsız kaldığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu ve arkadaşları, “Nasıl oluyor da Türkiye’de rüşvet dağıtanlar başka ülkelerde yargılanıyor, rüşvetler belgeleriyle ortaya çıkartılıyor, rüşveti verenler kabul ederek anlaşma yoluna gidiyor ve bu haberler medyada yer alıyorken; rüşvetin dağıtıldığı Türkiye’deki yürütme organı sessiz kalabiliyor” diye sordu. 

RÜŞVET KAPATILDI, O "EVET" KAMPANYASI AÇTI

Türkiye’nin bir hukuk devleti olmasına karşın, siyasi iktidarın rüşvet olaylarının sorumlularını belirleyerek yargı karşısına çıkarmamasının gerçek nedeninin, dağıtılan rüşvetlerin siyasi sorumlusunun Başbakan Erdoğan olması olduğunu vurgulan önergede, Meclis’in Erdoğan’ın hakkında gensoru açması istendi. Ancak bu önerge AKP'lilerin oylarıyla gündeme bile alınmadan reddedildi.

Kılıçdaroğlu ve iki arkadaşının 21 Nisan 2010 tarihinde verdiği gensoru önergesinde adı geçen Siemens’in üst düzey yöneticilerinden biri Hannes Swoboda’nın eşi. Sosyalist Swoboda’nın eşinin o tarihte Siemens’in Avrupa Merkez Yönetim Kurulu üyesi olduğu belirtiliyor.

Bu önergenin ardından, AKP iktidarının yargıyı bağımsızlığını ortadan kaldıran anayasa değişikliklerinin oylandığı referandum yapıldı. Swoboda, 12 Eylül 2012’de yapılan referandumdan önce AKP’ye açık açık destek verdi ve CHP’den de Başbakan Erdoğan’ın çok büyük önem verdiği bu oylamada “evet” oyu kullanmasını istedi. 

Yurt Gazetesi’nin bugün yayınladığı bir haberde ise daha da çarpıcı ayrıntılar var. İrfan Taştemur’un haberine göre; 2010 referandumunda Swoboda çok kritik bir dönemde, Türkiye’deki oylamaya bir hafta kala Cihan Haber Ajansı'na "CHP sosyal demokrat bir parti olsaydı referandumda ‘evet’ oyu verirdi. Biz sosyal demokratlar böyle düşünüyoruz"dedi. Bu haberi o zaman hem Zaman gazetesi ve hemen hemen bütün medya oldukça büyüterek verdi.

 AP’DE SERT TARTIŞMALAR

22 Mayıs 2010’da CHP Genel Başkanı seçilen Kılıçdaroğlu’nun onayıyla, CHP AB Temsilcisi Kader Sevinç, Sosyalistler ve Demokratlar Grubu'na bir mektup yazdı ve hem partisinin neden"hayır kampanyası" yaptığını açıkladı hem de grup adına yapıldığı görüntüsü verilen Swoboda’nın bu açıklamalarının anlamını sorguladı. 

Bunun üzerine böyle bir açıklamadan haberi dahi olmayan AP sosyal demokrat ve sosyalist milletvekilleri Swoboda'ya büyük tepki gösterdi. Grup kararı olmadan böyle saldırgan bir açıklamayı hem de kardeş partisiyi zora sokacak biçimde neden yaptığını sordular. O grup toplantısı çok sert geçti.

Bu durum Martin Schulz'un AP başkanı olmasıyla yerine geçmesi için tüm şartları hazırladığı Swoboda'nın seçimini de zora sokacak kadar sert tartışmalara vardı. Swoboda'nın Zaman ve AKP yanlısı medyaya açıklama ve CHP'ye saldırıları sürerken, CHP'den gönderilen iki kardeş siyasi grup arasındaki yazışmayı Anadolu Ajansı'na "Skandal mektup" olarak sızdırıldı.

 GİZLİ KAMPANYA BAŞLATTI

Bütün bu olanlardan zaten fazlasıyla rahatsız olan dönemin Sosyalist ve Demokrat Grup Dışilişkilerden Sorumlu Başkan yardımcısı Adrian Severin grup adına bir açıklama yaptı ve Swoboda'yı yalanladı. Fakat AKP yanlısı medya bu haberi de görmezden geldi. 

Euractiv.com'da yayımlanan haber Swoboda'nın Fethullah Gülen cemaatine yakın Eldar Mamedov gibi danışmanlarını kullanarak CHP'ye yönelik gizli bir kampanya açmasına kadar uzayıp gidiyor.

Taştemur’un haberinin bundan sonrası şöyle:

“Bu danışmanlar Türk gazeteci, sivil toplum örgütleri ile görüşüp onlara görünüşte AKP hükümetini eleştiren bir profil çiziyorlar. Hatta bazı durumlarda eleştirilerinde son derece ileri gittikleri de oluyor. Bu yolla topladıkları kişi ve kurumlar hakkında edindikleri bilgileri ise Swoboda ve yakın çalıştıkları Brüksel'deki Gülen Cemaati temsilcilerine aktarıyorlar. Bu arada CHP'de işlerine gelmeyen, bu olayların farkında olan herkesin aleyhlerine konuşarak kampanyalarını sürdürüyorlar.

“Brüksel'e bir vesileyle gelmiş olan sivil toplumcu, yazar veya gazeteci Türkler ise yıllardır Avrupa Parlamentosu'ndan -üstelik sözde AKP'yi de eleştirir gibi görünen- bu gizli cemaatçileri dinleyip, konuşup söylediklerinin nereye aktarıldığının bile farkına varmadan Brüksel'den ayrılıyorlar.


CHP'YE SALDIRILARI ARTTIRDI

“Swoboda ise grup başkanı olduğundan bu yana grup içindeki milletvekillerini ürkütmemek ve grup başkanı olarak dikkatli olması gerektiği için CHP ile nispeten ılımlı bir süreç izlemeye dikkat ediyor. Hatta bazı CHP’lileri de kendi etkisi altına almaya çalışıyor.

“Haziran 2013 itibariyle Swoboda'nın önünde emekliliğine kadar bir yıllık bir zaman var. Mayıs-Haziran 2014'te yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri ile Swoboda'nın AP Sosyalistler ve Demokratlar Grubu Başkanlığı ve milletvekilliği bitiyor, ardından danışmanlıklar dönemi başlıyor.

“Türkiye yine referandumda olduğu gibi kritik bir süreçten geçiyor. Anayasa tartışmaları sırasında Swoboda yine sahne alıyor, bu kez CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Brüksel ziyaretini fırsat bilerek aklı başında hiç kimsenin anlam veremeyeceği bir kriz çıkartarak CHP'ye saldırılarını artırarak sürdürüyor.”


İlgili haberler:


Avrupa'da kriz... Kılıçdaroğlu, görüşmeyi iptal etti

Swoboda küstahlığı! Kılıçdaroğlu’ndan çok sert tepki

“Diktayı” da savunmuş... “Swoboda, AKP’nin 64. akili”

Swoboda’ya istifa çağrısı: Utanacağınızı bilsem...
 Demokratlar Grubu'na bir mektup yazdı ve hem partisinin neden"hayır kampanyası" yaptığını açıkladı hem de grup adına yapıldığı görüntüsü verilen Swoboda’nın bu açıklamalarının anlamını sorguladı. 

Bunun üzerine böyle bir açıklamadan haberi dahi olmayan AP sosyal demokrat ve sosyalist milletvekilleri Swoboda'ya büyük tepki gösterdi. Grup kararı olmadan böyle saldırgan bir açıklamayı hem de kardeş partisiyi zora sokacak biçimde neden yaptığını sordular. O grup toplantısı çok sert geçti.

Bu durum Martin Schulz'un AP başkanı olmasıyla yerine geçmesi için tüm şartları hazırladığı Swoboda'nın seçimini de zora sokacak kadar sert tartışmalara vardı. Swoboda'nın Zaman ve AKP yanlısı medyaya açıklama ve CHP'ye saldırıları sürerken, CHP'den gönderilen iki kardeş siyasi grup arasındaki yazışmayı Anadolu Ajansı'na "Skandal mektup" olarak sızdırıldı.

 GİZLİ KAMPANYA BAŞLATTI

Bütün bu olanlardan zaten fazlasıyla rahatsız olan dönemin Sosyalist ve Demokrat Grup Dışilişkilerden Sorumlu Başkan yardımcısı Adrian Severin grup adına bir açıklama yaptı ve Swoboda'yı yalanladı. Fakat AKP yanlısı medya bu haberi de görmezden geldi. 

Euractiv.com'da yayımlanan haber Swoboda'nın Fethullah Gülen cemaatine yakın Eldar Mamedov gibi danışmanlarını kullanarak CHP'ye yönelik gizli bir kampanya açmasına kadar uzayıp gidiyor.

Taştemur’un haberinin bundan sonrası şöyle:

“Bu danışmanlar Türk gazeteci, sivil toplum örgütleri ile görüşüp onlara görünüşte AKP hükümetini eleştiren bir profil çiziyorlar. Hatta bazı durumlarda eleştirilerinde son derece ileri gittikleri de oluyor. Bu yolla topladıkları kişi ve kurumlar hakkında edindikleri bilgileri ise Swoboda ve yakın çalıştıkları Brüksel'deki Gülen Cemaati temsilcilerine aktarıyorlar. Bu arada CHP'de işlerine gelmeyen, bu olayların farkında olan herkesin aleyhlerine konuşarak kampanyalarını sürdürüyorlar.

“Brüksel'e bir vesileyle gelmiş olan sivil toplumcu, yazar veya gazeteci Türkler ise yıllardır Avrupa Parlamentosu'ndan -üstelik sözde AKP'yi de eleştirir gibi görünen- bu gizli cemaatçileri dinleyip, konuşup söylediklerinin nereye aktarıldığının bile farkına varmadan Brüksel'den ayrılıyorlar.


CHP'YE SALDIRILARI ARTTIRDI

“Swoboda ise grup başkanı olduğundan bu yana grup içindeki milletvekillerini ürkütmemek ve grup başkanı olarak dikkatli olması gerektiği için CHP ile nispeten ılımlı bir süreç izlemeye dikkat ediyor. Hatta bazı CHP’lileri de kendi etkisi altına almaya çalışıyor.

“Haziran 2013 itibariyle Swoboda'nın önünde emekliliğine kadar bir yıllık bir zaman var. Mayıs-Haziran 2014'te yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri ile Swoboda'nın AP Sosyalistler ve Demokratlar Grubu Başkanlığı ve milletvekilliği bitiyor, ardından danışmanlıklar dönemi başlıyor.

“Türkiye yine referandumda olduğu gibi kritik bir süreçten geçiyor. Anayasa tartışmaları sırasında Swoboda yine sahne alıyor, bu kez CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Brüksel ziyaretini fırsat bilerek aklı başında hiç kimsenin anlam veremeyeceği bir kriz çıkartarak CHP'ye saldırılarını artırarak sürdürüyor.”

gazetecileronline.com

İlgili haberler:


Avrupa'da kriz... Kılıçdaroğlu, görüşmeyi iptal etti

Swoboda küstahlığı! Kılıçdaroğlu’ndan çok sert tepki

“Diktayı” da savunmuş... “Swoboda, AKP’nin 64. akili”

Swoboda’ya istifa çağrısı: Utanacağınızı bilsem...

 
Güncelleme Tarihi: 19 Mayıs 2013, 23:48

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER